İşyerinin güvenliği sadece bir zorunluluk değil – aynı zamanda kurumsal marka değerinizin, çalışan bağlılığınızın ve işvereni olduğunuz alandaki saygınlığınızın temel taşlarından biridir. Bu bağlamda 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun gerekleri çerçevesinde hazırlanan profesyonel bir İş Güvenliği Sözleşmesi, sadece bir doküman değil; güvenli geleceğe açılan bir sözleşmedir.
İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri, her işletme için yalnızca yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda kurumsal sürdürülebilirliğin temel unsurlarından biridir. Bu kapsamda düzenlenen iş güvenliği sözleşmesi, işveren ile hizmet sağlayıcı (OSGB veya bireysel iş güvenliği uzmanı) arasında iş birliğinin çerçevesini belirler. Sözleşmenin doğru hazırlanması, hem tarafların haklarını korur hem de işletmenin yasal yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmesini sağlar.
Sözleşmenin sağlam bir temele oturması için öncelikle işletmenin tehlike sınıfı, çalışan sayısı ve mevcut risk değerlendirmesi belgeleri gözden geçirilmelidir. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre işyerleri; az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıflara ayrılır. Bu sınıflandırma, hem hizmetin kapsamını hem de sözleşme şartlarını doğrudan etkiler.
Ayrıca geçmiş denetim raporlarının, kaza kayıtlarının ve alınmış idari cezaların incelenmesi, sözleşmede eksik kalan alanların tespit edilmesine yardımcı olur. Bu aşamada, hizmet alınacak firmanın (OSGB’nin) yetki belgeleri, sertifikaları ve uzman kadrosu da kontrol edilmelidir.
Sözleşmede bulunması gereken başlıca bölümler aşağıda yer almaktadır. Bu bölümler hem mevzuat gerekliliklerini hem de işletme–hizmet sağlayıcı ilişkisinin sınırlarını belirler.
Sözleşmenin tarafları açık biçimde tanımlanmalıdır. İşveren, OSGB veya iş güvenliği uzmanı ve varsa işyeri hekimi kimlik bilgileriyle belirtilir. Bu kısımda temsil yetkileri, iletişim bilgileri ve sözleşmenin yürürlük tarihi de yer almalıdır.
Sözleşmenin en kritik bölümüdür. Hangi hizmetlerin verileceği, hangi sıklıkta raporlama yapılacağı ve hangi sorumlulukların taraflara ait olduğu net biçimde tanımlanmalıdır.
Bu kapsamda genellikle şu hizmetler bulunur:
İşyerinde risk değerlendirmesi yapılması,
Aylık veya üç aylık saha denetimlerinin gerçekleştirilmesi,
İş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin planlanması,
Acil durum planlarının hazırlanması,
İş kazası incelemeleri ve raporlamalar,
Yıllık değerlendirme raporlarının oluşturulması.
Belirsiz ifadeler yerine tarih, sıklık ve raporlama yöntemi gibi ölçülebilir kriterler kullanılmalıdır. Bu yaklaşım hem şeffaflığı artırır hem de denetim süreçlerinde kolaylık sağlar.
İş güvenliği sözleşmeleri genellikle 1 yıllık olarak düzenlenir. Taraflardan biri sözleşmeyi sonlandırmak isterse, fesih bildiriminin en az 30 gün önceden yazılı olarak yapılması gerekir. Sözleşmede ayrıca otomatik yenileme veya mücbir sebep durumları gibi maddeler de yer alabilir.
Hizmet bedeli; işletmenin tehlike sınıfı, çalışan sayısı, hizmet süresi ve ek faaliyetlere göre değişiklik gösterir. Ücretin ödenme periyodu (aylık, üç aylık veya yıllık) sözleşmede açıkça belirtilmelidir. Ek hizmetlerin (örneğin ilave eğitim veya denetim) bedelleri de ayrıca tanımlanmalıdır.
Bu madde, işveren ve hizmet sağlayıcı arasındaki sorumluluk dengesini düzenler. İş güvenliği uzmanı, işverene danışmanlık ve rehberlik eder; ancak uygulama sorumluluğu işverene aittir. Uygunsuzlukların yazılı olarak bildirilmesi ve kayıt altına alınması önemlidir.
İş güvenliği süreçlerinde çalışanlara ait sağlık bilgileri ve kişisel veriler işlenmektedir. Bu nedenle KVKK (6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu) hükümlerine uyulması zorunludur. Sözleşmede verilerin nasıl saklanacağı, kimlerin erişim yetkisine sahip olacağı ve imha prosedürleri açıkça belirtilmelidir.
Profesyonel sözleşmelerde performans göstergeleri (KPI) yer almalıdır.
Örneğin;
Aylık saha denetimi sayısı,
Eğitim katılım oranı,
Uygunsuzlukların kapatılma süresi gibi ölçütler takip edilmelidir.
Bu göstergeler hem hizmet kalitesini artırır hem de taraflar arasında hesap verebilirlik sağlar.
Birçok işletmede göz ardı edilse de sözleşme ekleri, denetimlerde en çok incelenen bölümlerden biridir.
Bu eklerin her biri sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olup, eksiksiz hazırlanması denetimlerde avantaj sağlar.
Aşağıda örnek olarak kullanılabilecek kısa bir “Hizmet Kapsamı” maddesi yer almaktadır:
- “Hizmet sağlayıcı, işverenin faaliyet alanına uygun olarak iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini 6331 sayılı Kanun’a dayanarak yürütür.
- İlk risk değerlendirmesi en geç 30 gün içinde tamamlanır ve raporu işverene sunulur.
- Aylık saha denetimleri düzenli olarak yapılır, tespit edilen uygunsuzluklar yazılı olarak bildirilir.
- Yıllık değerlendirme raporu, her yılın Aralık ayında teslim edilir.”
Bu tür somut ve ölçülebilir ifadeler, sözleşmeyi hem hukuki hem de operasyonel olarak güçlü hale getirir.
İş güvenliği sözleşmesi, yalnızca bir yasal gereklilik değil, aynı zamanda işletmenin güvenlik kültürünü yansıtan stratejik bir belgedir. Yöntem Akademi, her işletmenin faaliyet alanına ve tehlike sınıfına özel olarak hazırladığı sözleşme taslaklarıyla, iş sağlığı ve güvenliği süreçlerinin etkin, mevzuata uygun ve sürdürülebilir şekilde yürütülmesini sağlamaktadır.
Detaylı bilgi ve kurumlara özel sözleşme taslağı talebi için Yöntem Akademi ile iletişime geçebilirsiniz.
İş güvenliği sözleşmesi zorunlu mudur?
Evet. 6331 sayılı Kanun’a göre her işveren, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini belgeyle yürütmekle yükümlüdür.
Sözleşme kimler arasında yapılır?
İşveren ile yetkilendirilmiş OSGB veya bireysel iş güvenliği uzmanı arasında yapılır.
Sözleşme süresi ne kadardır?
Genellikle 1 yıl olarak düzenlenir, tarafların mutabakatı halinde yenilenebilir.
Sözleşme feshi nasıl yapılır?
Taraflardan biri, feshi yazılı olarak en az 30 gün önceden bildirmelidir.