Eğitim kurumları, gün boyunca binlerce öğrencinin, öğretmenin ve personelin aynı ortamı paylaştığı alanlardır. Yoğun insan hareketliliğinin bulunduğu bu ortamlarda güvenlik seviyesinin yüksek tutulması, hem öğrencilerin sağlığı hem de kurumların yasal sorumlulukları açısından büyük önem taşır. Okullarda meydana gelebilecek kazaların çoğu önlenebilir niteliktedir. Bu nedenle, risklerin erken tespit edilmesi, önleyici adımların uygulanması ve düzenli iş güvenliği süreçlerinin takip edilmesi kritik bir gereklilik hâline gelir.
Modern eğitim kurumlarında iş güvenliği yalnızca bir zorunluluk değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir yönetim anlayışının temel ayağıdır. Öğrencilerin güvenli bir ortamda eğitim alması; velilerin kuruma duyduğu güveni artırır, öğretmenlerin motivasyonunu yükseltir ve eğitim kalitesini doğrudan destekler. Güncel iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının takip edilmesi, okulların olası denetimlerde uyumlu görünmesini sağlarken aynı zamanda kurumun profesyonel duruşunu da güçlendirir.
Eğitim kurumlarında uygulanması gereken iş güvenliği kuralları, birden fazla mevzuat tarafından belirlenir. Okullar, öğrenci yoğunluğu ve çalışma alanlarının çeşitliliği nedeniyle, iş sağlığı ve güvenliği açısından özel düzenlemelere tabi tutulur. Bu düzenlemelerin en temel dayanağı 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunudur. Kanun kapsamında devlet okulları ve özel okullar; çalışanı, öğrencisi ve ziyaretçileriyle birlikte güvenli bir ortamı oluşturmakla yükümlüdür.
Milli Eğitim Bakanlığı ise okullarda güvenliğin sağlanması için ek yönergeler, rehberler ve denetim süreçleri yayımlar. Bu rehberler; acil durum planlarının hazırlanması, tatbikatların yapılması, yangın güvenlik ekiplerinin oluşturulması, laboratuvar düzenlemeleri ve okul bahçelerinde risk yönetimi gibi çok sayıda başlığı içerir.
Eğitim kurumlarının sorumlu olduğu konulardan bazıları şunlardır:
Risk değerlendirmesi hazırlama ve düzenli güncelleme
Tahliye rotalarının belirlenmesi
Yangın söndürme ekipmanlarının uygunluğu
Elektrik, makine ve kimyasal güvenliği
Personel için iş güvenliği eğitimleri
İlk yardım ekiplerinin oluşturulması
Kurul veya koordinasyon toplantılarının yapılması
Bu yükümlülüklerin eksiksiz şekilde yerine getirilmesi, hem yasal uyumluluk hem de öğrencilerin güvenliği açısından büyük önem taşır.
Okullarda İSG zorunlu mu? → Evet, kanun gereği zorunludur.
Okullar hangi tehlike sınıfına girer? → Okullar genellikle az tehlikeli sınıf içerisinde değerlendirilir.
İSG hizmeti kimden alınır? → İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanından oluşan profesyonel ekiplerden alınır.
Okullar; sınıflar, koridorlar, bahçeler, laboratuvarlar, spor alanları ve çok amaçlı salonlar gibi farklı kullanım alanlarına sahip olduğu için çeşitli risk türlerini barındırır. Bu riskler doğru analiz edilip kontrol altına alınmadığında hem öğrenciler hem çalışanlar için ciddi güvenlik sorunlarına yol açabilir. Okullarda güvenlik yaklaşımı, bu alanların her birini ayrı ayrı değerlendirmek ve potansiyel kazaları en aza indirecek önlemleri planlamak üzerine kuruludur.
Merdivenlerde kayma ve düşme olayları
Koridorlarda yoğun öğrenci hareketliliği
Islak zemin kaynaklı tehlikeler
Okul bahçesinde kontrolsüz koşma ve çarpışmalar
Sınıf içindeki sivri kenarlı mobilyalar
Bu tür riskler hızla yayılım gösterebildiği için, düzenli zemin kontrolleri, kaymaz materyallerin kullanımı ve alan düzenlemeleri oldukça önemlidir.
Prize erişimi olan küçük öğrenciler
Eski elektrik tesisatları
Uygun olmayan aydınlatma sistemleri
Spor salonu veya laboratuvar ekipmanlarındaki arızalar
Elektrik kontrollerinin periyodik yapılması ve hareketli ekipmanların bakımının zamanında gerçekleştirilmesi kazaları önlemede büyük rol oynar.
Temizlik malzemelerinin açıkta bırakılması
Laboratuvarlarda kimyasal maddelere bilinçsiz temas
Havalandırması yetersiz sınıflar
Temizlik ürünlerinin kilitli dolaplarda saklanması, laboratuvarlarda güvenlik talimatlarının görünür olması ve öğretmen gözetimi bu alanlarda hayati önem taşır.
Oyun alanlarındaki kırık ekipmanlar
Spor alanlarında düşme ve burkulmalar
Ahşap, metal ya da kesici ekipmanların bulunduğu atölyeler
Bu alanlarda düzenli bakım ve kontrol listeleri uygulamak riskleri ciddi oranda azaltır.
Okullarda en yaygın kazalar nelerdir?
Kayma–düşme, çarpma, laboratuvar kimyasal temasları, bahçe oyun ekipmanı kazaları.
Eğitim kurumlarında risk analizi, güvenli bir ortam oluşturmanın temel adımlarından biridir. Okullarda riskler yalnızca mevcut tehlikeler üzerinden değil, öğrenci davranışları ve yoğun insan trafiği gibi dinamik unsurlarla birlikte değerlendirilmelidir. Bu yüzden risk analizi tek seferlik bir işlem değil; sürekli iyileştirme gerektiren bir süreçtir.
Aşağıdaki adımlar, okullarda profesyonel risk değerlendirmesi yapılırken dikkate alınması gereken en önemli noktaları kapsar:
Risk analizi; sınıf, koridor, öğretmenler odası, kantin, spor salonu, laboratuvar, atölye, oyun alanı ve bahçe gibi tüm bölümlerin ayrı değerlendirilmesiyle başlar. Her alanın kullanım biçimi farklı olduğu için risk düzeyleri de değişir.
Kaygan zeminler
Elektrik kabloları
Kimyasal temas riski
Spor ekipmanları
Merdiven korkulukları
Bahçe çevre güvenliği
Her alan için potansiyel tehlikeler kayıt altına alınır.
Risk analizi, belirlenen her tehlikenin öğrenciler veya çalışanlar için oluşturduğu olasılık ve şiddetin değerlendirilmesiyle yapılır. Bu hesaplama sonrasında risk seviyeleri yüksek, orta ve düşük şeklinde sınıflandırılır.
Risk seviyesi yüksek alanlar için hemen uygulanması gereken önlemler oluşturulur:
Merdivenlerde kaymaz yüzey kaplama
Laboratuvar güvenlik talimatları
Elektrik prizlerine koruyucu kapak
Bahçe ekipmanlarının onarımı
Sınıf düzeninde keskin köşe azaltımı
Belirlenen önlemler zaman planına bağlanır. Sorumlu kişiler atanır. Böylece alınan önlemlerin gerçekten hayata geçirilmesi sağlanır.
Okullarda riskler zaman içinde değiştiği için analiz periyodik olarak yenilenmelidir. Denetimler, tatbikatlar, yeni eğitim ekipmanları veya bina değişiklikleri risk düzeyini etkileyebilir.
Okullarda risk değerlendirmesini kim yapar?
İş güvenliği uzmanı, kurum yöneticileri ve ilgili personelin birlikte yürüttüğü profesyonel bir çalışmadır.
Risk analizi kaç yılda bir yenilenir?
Normal şartlarda en geç 4 yılda bir yenilenir; ancak okulda önemli bir değişiklik olduysa daha erken yapılmalıdır.
Okullarda acil durum planı, öğrencilerin ve çalışanların güvenli bir şekilde tahliye edilmesini sağlayan en kritik dokümanlardan biridir. Plansız bir tahliye, panik ortamı oluşturur ve basit bir olayın çok daha büyük risklere dönüşmesine neden olabilir. Bu nedenle acil durum planları hem yasal bir zorunluluk hem de eğitim kurumlarının güvenlik kültürünün temel unsurudur.
Profesyonel bir acil durum planı hazırlanırken dikkat edilmesi gereken adımlar şunlardır:
Okullar için en yaygın acil durum senaryoları şunlardır:
Yangın
Deprem
Gaz kaçağı
Laboratuvar kazası
Şiddet veya panik durumları
Spor alanlarında meydana gelen yaralanmalar
Her senaryo için ayrı değerlendirme yapılır.
Tahliye yolları; öğrencilerin yaş grupları, bina yapısı ve kat dağılımı göz önünde bulundurularak belirlenir.
Güzergâhlar kalabalığı dağıtacak şekilde planlanır
Koridorlar ve merdiven boşlukları risk analizine göre düzenlenir
Tüm güzergâhlar görünür işaretlemelerle desteklenir
Engelli öğrenciler için özel düzenlemeler yapılır
Toplanma alanı, binadan güvenli mesafede ve herkesin kolayca ulaşabileceği açık bir noktada yer almalıdır. Bu alanın işaretlenmesi ve öğrencilerin yaş gruplarına göre bölümlere ayrılması denetim sürecini kolaylaştırır.
Okullarda görev alması gereken ekipler:
Söndürme ekibi
İlk yardım ekibi
Tahliye ekibi
Koruma ve güvenlik ekibi
Her ekip için sorumlu personel belirlenir ve eğitimleri tamamlanır.
Yangın söndürücüler
Duman dedektörleri
Alarm sistemleri
Laboratuvar güvenlik ekipmanları
Tüm ekipmanların periyodik kontrolleri yapılır ve kayıt altına alınır.
Okullarda acil durum tatbikatları yılda en az bir kez yapılmalıdır. Tatbikatlar öğrencilerin doğru davranışı öğrenmesini sağlar ve olası bir olayda panik seviyesini azaltır. Tatbikat raporları düzenlenir ve iyileştirilmesi gereken noktalar tekrar değerlendirilir.
Okullarda iş güvenliği süreçlerinin sağlıklı şekilde yürütülmesi, yalnızca fiziksel düzenlemelerle değil; öğretmenlerin, idari personelin ve destek ekiplerinin bilinç düzeyiyle de doğrudan bağlantılıdır. Eğitim kurumlarında çalışan herkesin riskler konusunda farkındalık sahibi olması, olası kazaların büyük bölümünü daha gerçekleşmeden önler. Bu nedenle iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri, okullarda profesyonel yaklaşımın ayrılmaz bir parçasıdır.
Öğretmenler ve tüm personel, 6331 sayılı kanun kapsamında periyodik iş güvenliği eğitimlerine katılmakla yükümlüdür. Bu eğitimlerde:
Temel İSG prensipleri
Okul içindeki risk türleri
Kaza ve yaralanmaların önlenmesi
Güvenli sınıf ve okul davranışları
Öğrencilerin güvenliğinin korunması gibi konular ele alınır.
Acil durumlarda yapılması gerekenler; doğru tahliye, öğrenci yönlendirme, yangın söndürme ekipmanlarının kullanımı ve alanda liderlik gibi hayati konuları içerir. Her okulda görevli ekiplerin bu eğitimleri düzenli olarak alması gerekir.
Özellikle yoğun öğrenci trafiği bulunan okullarda ilk yardım bilgisi kritik öneme sahiptir.
Kanama, kırık-çıkık müdahaleleri
Solunum ve kalp durmasında yapılacaklar
Zehirlenme ve kimyasal temas durumları konularında eğitimli personel bulunması, olay anında profesyonel müdahale imkânı sunar.
Fen laboratuvarları, teknik sınıflar ve meslek atölyelerinde çalışan öğretmenlerin ek güvenlik eğitimi alması gerekir. Kimyasal maddeler, elektrikli cihazlar veya kesici aletlerle yapılan uygulamalar, standart sınıflara göre daha yüksek risk taşır.
Her eğitimin sonunda personele katılım belgesi düzenlenir ve okulun İSG kayıt dosyasında saklanır. Düzenli güncellemeler hem denetimlerde avantaj sağlar hem de güvenlik kültürünün sürdürülebilir olmasını destekler.
Eğitim kurumlarının güvenli bir çalışma ortamı oluşturabilmesi için iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirmesi yasal bir zorunluluktur. Öğretmenler, idari çalışanlar, temizlik personeli ve diğer çalışanlar bu kapsamın içinde yer aldığı için okullar, kanunda belirtilen profesyonel hizmetleri almakla yükümlüdür.
Okullar genel olarak az tehlikeli sınıf içinde değerlendirilir. Bu sınıflandırma, uzman ve hekim hizmet süresinin belirlenmesinde temel kriterlerden biridir.
Okullarda görev yapan iş güvenliği uzmanı:
Risk değerlendirmesini yönetir
Acil durum planının hazırlanmasını sağlar
Güvenlik prosedürlerini takip eder
Kazaları kayıt altına alır ve raporlar
Eğitim süreçlerini planlar
Düzenli saha denetimleri yapar
Uzmanın rehberliği, okuldaki güvenlik kültürünün sürdürülebilir olmasına büyük katkı sağlar.
İşyeri hekimi; çalışanların sağlık gözetimini yapar, periyodik muayeneleri düzenler ve oluşabilecek sağlık riskleri hakkında yönetime bilgilendirmelerde bulunur. Okul ortamı çok sayıda öğrenci ve personelin bir arada bulunduğu dinamik bir yapıya sahip olduğu için hekim hizmeti, koruyucu yaklaşımı güçlendirir.
Okullar, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi hizmetini bireysel olarak atayabileceği gibi yetkilendirilmiş Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerinden de alabilir.
OSGB hizmetinin avantajları:
Uzman ve hekim sürelerinin profesyonel yönetilmesi
Mevzuat takibinin düzenli yapılması
Denetimlere hazır doküman altyapısı
Eğitimlerin zamanında planlanması
Risk analizinin güncel tutulması
Bu hizmetler, okulların hem yasal uyumluluğunu korur hem de öğrencilerin ve çalışanların güvenliğini bir üst seviyeye taşır.
Öğrenciler, okulun en geniş kullanıcı grubunu oluşturduğu için iş güvenliği uygulamalarının merkezinde yer alır. Yaş grupları farklı olan öğrenciler için riskler değişkenlik gösterebilir; bu nedenle güvenlik standartları hem fiziksel hem de davranışsal açıdan ele alınmalıdır. İyi planlanmış güvenlik önlemleri, kazaların büyük çoğunluğunu daha başlamadan engeller.
Sivri köşe ve kenarların minimize edilmesi
Sıraların öğrencilerin yaşına uygun yükseklikte olması
Elektrik prizlerinin korumalı kapaklarla kapatılması
Oyuncak ve eğitim materyallerinin güvenli depolanması
Düzenli bir sınıf ortamı, kazaların büyük bölümünü azaltır.
Merdivenlerde kaymaz bant kullanılması
Korkulukların sağlamlığı
Koridorlarda gereksiz eşyaların kaldırılması
Öğrencilerin yoğun geçiş saatleri için yönlendirme işaretleri
Bu alanlar, en sık kazanın meydana geldiği noktalardır.
Kimyasal maddelerin kilitli dolaplarda tutulması
Öğrencilere uygulama öncesi güvenlik talimatı verilmesi
Gözlük, eldiven gibi koruyucu ekipmanların kullanımı
Öğretmen gözetiminin zorunlu olması
Bilimsel çalışma ortamları dikkatle yönetilmelidir.
Kırık veya hasarlı oyun ekipmanlarının tamiri
Zemin kontrolü ve düzenli bakım
Spor aktiviteleri sırasında öğretmen gözetimi
Çevre duvarlarının ve kapıların güvenliği
Açık alanlar çocuk davranışları nedeniyle daha dinamik risklere sahiptir.
Servis araçlarının periyodik bakım kayıtları
Şoförlerin eğitim ve güvenlik belgeleri
Öğrenci iniş-biniş disiplininin sağlanması
Servis içi güvenlik kurallarının uygulanması
Servis süreçleri, okul çevresinde oluşabilecek riskleri büyük ölçüde etkiler.
Güvenlik kameralarının kritik noktalara yerleştirilmesi
Acil durum butonları
Kapı giriş–çıkış kontrolleri
Dijital takip sistemleriyle güvenlik birimlerinin desteklenmesi
Bu uygulamalar hem öğrenci güvenliğini artırır hem de denetim süreçlerini kolaylaştırır.
Okullarda iş güvenliği süreçlerinin etkin bir şekilde yürütülmesi için düzenli denetimler ve kapsamlı raporlama prosedürleri büyük önem taşır. Denetimler; risklerin zaman içinde nasıl değiştiğini, alınan önlemlerin yeterliliğini ve yeni tehlikelerin ortaya çıkıp çıkmadığını belirlemek amacıyla yapılır. Bu yaklaşım sayesinde okul yönetimi, güvenlik seviyesini devamlı olarak kontrol altında tutabilir.
İş güvenliği uzmanı tarafından yapılan saha denetimleri; sınıflar, koridorlar, bahçe, spor alanları, laboratuvarlar ve hizmet alanlarının tamamını kapsar. Bu denetimlerde:
Fiziksel ortam düzeni
Elektrik ve havalandırma sistemleri
Yangın ekipmanlarının uygunluğu
Öğrenci kullanım alanları
Temizlik ve kimyasal depolama alanları tek tek değerlendirilir.
Okullarda meydana gelen her kaza, olay veya ramak kala durumu kayıt altına alınmalıdır. Bu kayıtlar; tekrarlayan risklerin tespit edilmesini sağlar ve iyileştirme planlarının doğru şekilde hazırlanmasına yardımcı olur. Öğrencilerin küçük kazalarının bile kaydedilmesi, ileride daha büyük risklerin önüne geçilmesini sağlar.
Denetimlerde tespit edilen uygunsuzluklar için düzeltici ve önleyici adımlar oluşturulur.
Örneğin:
Kaygan bir zemin için kaymaz bantların uygulanması
Laboratuvarda eksik ekipmanların tamamlanması
Bahçe oyun gruplarının bakımının yapılması
Acil çıkış kapısının iyileştirilmesi
Her faaliyet için sorumlu birim ve tamamlanma süresi belirlenir.
Personel sayısı ve okul statüsüne bağlı olarak iş sağlığı ve güvenliği kurul toplantıları düzenli aralıklarla yapılır. Bu toplantılarda:
Yıllık hedefler
Mevcut riskler
Eğitim durumları
Kaza analizleri
Alınan aksiyonların sonuçları değerlendirilir.
Hazırlanan tüm raporlar yasal sebeplerle belirli süre saklanmalıdır. Düzenli arşivlenen raporlar hem denetimlerde okula avantaj sağlar hem de okulun güvenlik kültürünü daha profesyonel bir seviyeye taşır.
Günümüzde eğitim kurumlarında güvenlik yalnızca fiziksel önlemlerle sağlanmıyor. Dijitalleşmenin hız kazandığı 2025 döneminde, okulların güvenliği teknoloji destekli çözümlerle daha etkin bir şekilde yönetilebiliyor. Dijital takip sistemleri; riskleri erken tespit eden, olayları anında bildiren ve yönetim süreçlerini otomatikleştiren bir yapı sunarak okul yönetimlerine önemli avantajlar sağlar.
Okul girişleri, bahçe alanları, merdiven boşlukları ve laboratuvar gibi kritik bölgelerde kullanılan akıllı kameralar:
Riskli davranışları tespit edebilir
Yoğunluk kontrolü yapabilir
Acil durumlarda anında uyarı verebilir
Görüntülerin kayıt altına alınması, kaza analizlerinde doğru değerlendirmeler yapılmasına katkı sağlar.
Duman, gaz kaçağı veya ani sıcaklık artışlarını algılayan sensörler, saniyeler içinde alarm vererek öğrencilerin güvenliğini korur. Bu sistemler acil durum planlarıyla entegre çalışarak hızlı tahliye sürecini destekler.
Modern okullar, risk analizi süreçlerini artık tamamen dijital ortamda takip edebiliyor.
Bu uygulamalar sayesinde:
Riskler kayıt altına alınır
Fotoğraflı denetim yapılabilir
Otomatik raporlar oluşturulabilir
DÖF süreçleri yönetilebilir.
Okul yönetimi, öğretmenler veya belirlenmiş ekipler için kullanılan mobil uygulamalar; acil durumlarda tek tuşla uyarı gönderebilme imkânı sunar. Bu sayede bilgi akışı hızlanır ve ekiplerin koordinasyonu artar.
Okul kapılarında kullanılan kartlı geçiş veya yüz tanıma sistemleri, izinsiz giriş çıkışları önler. Öğrenci servisleri ve öğretmen girişleri için uygulanabilen bu sistemler, okul güvenliğini büyük ölçüde artırır.
Gelişmiş simülasyon yazılımları, öğrencilerin ve personelin acil durum davranışlarını “sanatlaştırılmış” bir deneyimle öğrenmesini sağlar. Bu yaklaşım hem pratik beceriyi hem farkındalığı artırır.
Eğitim kurumlarında iş güvenliğini sürdürülebilir bir yapıya dönüştürmek için yalnızca risk analizleri ve mevzuat uyumu yeterli değildir. Okulun günlük işleyişine entegre edilen basit ama etkili adımlar, hem öğrenciler hem personel için çok daha güvenli bir ortam yaratır. Bu adımlar, okulun kendi iç yönetim sistemiyle uyumlu şekilde uygulanabilir ve sürekli iyileştirilebilir.
Koridorlar, merdivenler, bahçe alanı ve sınıflar için kısa kontrol listeleri hazırlanarak her sabah sorumlu personel tarafından gözden geçirilmelidir. Böylece küçük riskler büyümeden tespit edilir.
Öğrencilerin yaş gruplarına uygun güvenlik bilgilendirmeleri yapılması; sınıf içi kuralların hatırlatılması ve öğretmenlerin küçük gözlemlerle riskleri yönetime iletmesi, okul güvenliğini daha etkin hâle getirir.
Spor salonu ekipmanları
Laboratuvar malzemeleri
Yangın söndürme cihazları
Elektrik panoları
Bu ekipmanların bakım kayıtlarının düzenli tutulması, güvenlik seviyesini artırır.
Temizlik sırasında kullanılan kimyasalların öğrencilerin erişemeyeceği alanlarda saklanması ve ortamın havalandırılmasının sağlanması, hem temizlik personelinin hem öğrencilerin sağlığı için önemlidir.
Ders araları, giriş–çıkış saatleri ve kantin yoğunluklarının yönetilmesi, kazaları büyük oranda azaltır. Öğretmenler ve görevli personel bu saatlerde kritik noktalarda bulunmalıdır.
Okul yöneticileri, uzman ve hekimle birlikte yıllık hedefler belirleyerek hem risk azaltma hem de eğitim geliştirme planları oluşturabilir.
Örneğin:
“Bu yıl merdiven kaynaklı kazaları %50 azaltmak.”
“Laboratuvar güvenliğini iyileştirmek.” gibi net hedefler sürekli gelişimi destekler.
Risk analizleri, raporlamalar, eğitim kayıtları ve denetim süreçleri dijital ortamda takip edildiğinde okulun güvenlik stratejisi daha düzenli ilerler. Bu yöntem, veri kaybını da önler.
Eğitim kurumlarında iş güvenliği, yalnızca mevzuata uyum sağlamakla sınırlı bir konu değildir. Okullar; öğrencilerin, öğretmenlerin ve tüm çalışanların her gün aktif şekilde kullandığı dinamik alanlardır. Bu alanlarda güvenliğin yüksek tutulması, hem eğitim kalitesini hem de kurumun uzun vadeli itibarını doğrudan etkiler.
Sağlam bir iş güvenliği altyapısına sahip okullarda:
Öğrenciler kendilerini daha güvende hisseder
Öğretmenlerin performansı ve motivasyonu yükselir
Veliler kurumla daha güçlü bir güven ilişkisi kurar
Denetimlerde pozitif sonuçlar elde edilir
Kazalar azalır ve operasyonel süreçler düzenli ilerler
Risk değerlendirmeleri, acil durum planlaması, düzenli eğitimler ve dijital takip sistemleri gibi uygulamalar; okulların sürdürülebilir bir güvenlik kültürü oluşturmasına yardımcı olur. Böyle bir kültür hem mevcut neslin güvenliğini korur hem de geleceğe daha profesyonel bir eğitim ortamı bırakılmasını sağlar.
Eğitim kurumlarının gelişen ihtiyaçları doğrultusunda iş güvenliği yaklaşımı da her yıl daha modern bir yapıya kavuşuyor. Teknoloji destekli uygulamalar, dijital raporlama ve yenilikçi güvenlik standartları sayesinde süreçler daha hızlı ve etkili şekilde yönetilebiliyor. Bu da okullar için iş güvenliğini, maliyet yükü değil aksine stratejik bir yatırım haline getiriyor.